Anasayfa

BLOG

Kraljic Matrisi

Kraljic Matrisi, Peter Kraljic tarafından oluşturulmuş ve ilk olarak 1983 yılında Harvard Business Review'da yayınlanmıştır. Amacı, satın alma güçlerinden en iyi şekilde yararlanarak alıcıların tedarik güvenliğini en üst düzeye çıkarmasına ve maliyetleri düşürmesine yardımcı olmaktır. Bunu yaparken satın alma, işlemsel bir faaliyet olmaktan stratejik bir faaliyete geçer - çünkü Kraljic'in dediği gibi "satın alma, tedarik yönetimi haline gelmelidir."
Satın alma departmanları, satın alacakları çeşitli ürün kategorilerinde kaynak bulma stratejilerini belirlemek için bu yaklaşımı kullanır. Hangi uzun vadeli sözleşmelerin kurum için en stratejik öneme sahip olduğuna karar vermelerine yardımcı olur ve ne tür bir satın alma gücüne ve nerede sahip olduklarını görmelerine yardımcı olur.   
Satın alınan tüm ürünler ve hizmetler her birinin tedarik riskine ve potansiyel kâr etkisine göre sınıflandırılmalıdır.

Risk, tedarik zincirlerinde operasyonları kesintiye uğratan beklenmedik bir şeyin olma olasılığını ifade eder. Tedarik zincirindeki herhangi bir aksama, kurumu ciddi sorunlara karşı karşıya bırakabilir.
Karlılık, bir tedarik kaleminin şirketin kârlılığı üzerindeki etkisini ifade eder. Kartvizitler ve antetli kağıt gibi belirli harcama alanlarının kâr üzerinde ihmal edilebilir bir etkisi vardır. Ancak diğer kategorilerde, tek bir tedarik kaynağı kurumu büyütme veya geriye itme potansiyeline sahiptir.

Kraljic’in önerdiği matris 4’lü şu şekildedir:

 

Stratejik Kalemler (yüksek kâr etkisi, yüksek tedarik riski)

Bu kalemler, kurum için kritik öneme sahip ürün ve hizmetlerdir, çünkü bu ürünleri bulmak zor olabilir, pahalı olabilir, teslim edilmesi güç olabilir veya kurumun kârını doğrudan etkileyebilir.

Kaldıraç Kalemleri (yüksek kâr etkisi, düşük tedarik riski)

Kurum üzerindeki mali etkisi yüksek olsa da, bunları tedarik etmek için daha fazla seçenek olduğundan, bu kalemler için farklı değerlendirmeler ve stratejiler kullanılabilir. Örneğin, en iyi fiyatı elde etmek gerektiğinde tedarikçileri değiştirmek için sıkı ve sık pazarlık yapmaktır. 

Darboğaz kalemleri (düşük kâr etkisi, yüksek tedarik riski)

Tedarikçiler üzerinde düşük kontrole sahip olunan veya ürünleri ikame etme ve değiştirme özgürlüğünden yoksun olunan kalemlerdir. Üretime dayalı kıtlığa sahip olan her şey bu kategoriye girer. Bu çeyrekteki kalemlerin mali etkisinin azalması nedeniyle, alıcılar için bu alandaki diğer seçenekleri araştırmak genellikle daha güvenlidir.


Kritik olmayan kalemler (düşük kâr etkisi, düşük tedarik riski).


Bu kalemler bol miktarda bulunur ve doğası gereği standartlaştırılmıştır.
Kritik olmayan öğelerin klasik örneği ofis malzemeleridir. Çalışanların işlerini yapmaları için gerekli olmasına rağmen, kırtasiye, karlılığı artırmaz.

#Aksava
#Taahhüt
#satinalma
#satın alma
#satınalma

Satınalma ve Etik

Temelde birlikte çalıştığımızı düşünecek olursak satınalma ve etik kavramı tamamen ortadan kalkmaktadır. Çünkü Aksava belirlenmiş hizmet bedeli karşılığı sizlerin satınalma süreçlerini yönetmektedir. Bu nedenle etik dışı durumlar teknik olarak oluşmamaktadır.

 

Ancak kısa bir özet geçecek olursak ;

 

Dünyaca ünlü deha John Nash, ölümünden kısa bir süre önce yaptığı Türkiye ziyaretinde “Matematik bilmeyen toplumlarda adalet olmaz” demişti. Bu düşünceyi bize Nasrettin Hoca da, 100 sopa üstüne 100 sopa cezası daha alınca Kadı’ya yönelik “ya hiç sopa yememişsin, ya da sayı saymayı bilmiyorsun” sözüyle yıllardır anlatıyordu. İki düşünür de aslında şunu demek istiyorlardı:

“Verdiği hükmün, karşısındakilerin üzerinde etkisini anlayamayandan adalet beklenemez.”

Matematik mantığın, mantık da etiğin altyapısıdır. Ünlü filozof Immanuel Kant’ın tanımladığı “Evrensel Kanun”u hatırlayalım:

“Öyle bir ilkeyle hareket edin ki, yaptığınız hareketin aynı zamanda evrensel bir kural olmasını isteyebilin.”

Gördüğünüz gibi mantık çok basit aslında, kendinize, sevdiklerinize yapıldığında, ya da herkes herkese yaptığında hoşlanmayacağınız, tepki vereceğiniz şeyleri yapmayın diyor adam. Etiğin temel mantığı budur. Satınalma etiği de yukarıdakilerden çok farklı değil, o yüzden şimdi bunu satınalma üzerine biraz detaylandıralım ve fark etmeden yapılan bazı etik yanlışların üzerinden geçelim.

 

Dürüstlük

Bir satınalmacıda en çok aranan kişilik özelliği. Hatta bazı şirket sahipleri satınalma bölümüne akrabalarını yerleştirerek kendilerince önlem almaya çalışıyorlar. Oysa araştırmalara göre satınalma konusunda yapılan yolsuzlukların %70’i satınalma profesyonelleri tarafından değil, diğer departmanlarda çalışanlar tarafından gerçekleştiriliyor. Sadece dürüst diye yetkin olmayan, sürecine hakim olmayan bir satınalmacıyı çalıştırmak aslında buna daha çok çanak tutuyor diyebiliriz. Dürüstlük de, pek çok diğer kavram gibi lafla olmuyor, hareketlerle desteklenmeli. Peki, bunu destekleyen ya da köstekleyen hareketler nelerdir?

Hediye kabulünün kontrolü:

En basit ve bilinen konulardan biri. Bir satınalmacının tedarikçilerden hediye kabul etmesi pek de hoş karşılanmıyor. Bunun elbette makul nedenleri var. Ancak, hediye de şirketlerin birbirlerine gösterdikleri önemi ortaya koymak için kullandıkları araçlardan biri. Burada makul olan, hediyenin hiçbir şekilde nakit ya da nakde çevrilebilen bir mahiyette olmaması, şirket tarafından belirlenen bir bedeli geçmemesidir. Yapılan en güzel uygulamalardan biri, şirket çalışanlarına gelen hediyeleri kibar olmak adına kabul etmek, ancak şirket içi bir çekilişle kimden geldiğini belirtmeden dağıtmak olabilir.

 

İş dışı görüşme disiplini:

Pek çok şirket satınalmacıların tedarikçilerle iş dışı görüşmesini pek doğru bulmuyor. Biz bunun tersini düşünüyoruz. Sosyal ilişkiler önemli anlaşmaların istenilen yöne gitmesi ve güven yaratmak için vazgeçilmez. Ancak, bu tip buluşmaların kesinlikle bire bir olmaması, mümkünse farklı birim çalışanlarını kapsaması, ve kesinlikle önceden şirket içerisinde anons edilmesi oluşabilecek soru işaretlerini önleyecektir.

 

Çıkar çatışmasının önlenmesi

Çok sık görülmesine karşın en az üzerinde durulan konulardan biri. Tedarikçi ile akrabalık, iş ilişkisi, ortak dernekler ve benzeri çıkarları olan satınalmacıların hem kendileriyle ilgili kötü bir algı yarattıklarını, hem de serbest rekabet kurallarının dışına çıktıklarını söyleyebiliriz. Kendi şirketi olan ve tedarikçilerine hizmet veren, tedarikçisinin şirketinde ek iş olarak çalışan, daha önce çalıştığı şirketten ya da akrabasının şirketinden alım yapan satınalmacıların mutlaka bu durumu çalıştıkları şirketlere bildirmesi, ve mümkünse üzerinde çalıştığı dosyayı başka bir arkadaşına devretmesi uygun olur.

Adalet

 

Yazının başında belirttiğimiz gibi, bir satınalmacı aslında verdiği kararla bir hüküm dağıtmak durumunda. Sonuç olarak hangi şirketin satış yapıp para kazanacağına, hangisinin kazanamayacağına karar veriyorsunuz. Bir satınalmacının görevi tüm faktörler göz önüne alınarak yapılan karşılaştırma sonucunda en uygun çözümü sunan tedarikçiden alım yapmaktır. Bunu yapabilmek için satınalmacıların tüm tedarikçilere eşit şans verdiğine ve eşit mesafede durduğuna emin olmalıyız. Peki, hangi davranışlar bunu destekler?

 

Şeffaflığın sağlanması

Yaptığımız alımda bizim için neyin önemli olduğunu, hangi kriterlere göre seçim yapacağımızı tüm tedarikçilerin çok iyi anladığından emin olmalıyız. Satınalmacılar çoğunlukla tedarikçilere mümkün olduğunca az bilgi vererek gücü ellerinde tutabildiklerini sanıyorlar, ancak bu nedenle zaman zaman işin gerçekten hak eden tedarikçi tarafından yapılmasını engelliyorlar, çünkü tedarikçinin satınalmacıdan ya da iç müşteriden bilgi koparabilme gibi farklı özellikleri ön plana çıkıyor.

 

Gizliliğin korunması

Bir değerlendirme sürecinde tedarikçilerin birbirlerine karşı olan avantajları ve dezavantajları tedarikçi ile satınalma arasında kalmalıdır. Ancak özellikle iç müşterileri kontrol edemeyen satınalmacılar bir tedarikçinin kalite, zamanlama, hatta ve hatta fiyat gibi bilgilerinin diğer tedarikçiye aktarılmasına engel olamayabiliyorlar. Daha de vahimi, bir tedarikçinin özenle hazırladığı teklifteki birim fiyatların kapatılarak başka tedarikçiden teklif istenmesi. İşi daha iyi bilen ve fiyat kırılımını oluşturan tedarikçinin bilgisi ve emeği başkalarıyla paylaşılmış oluyor.

 

Samimiyetin korunması

Samimiyetten kastımız elbette içli dışlı olmak değil. Tedarikçi analizinize göre her tedarikçinizle farklı mesafede olmak isteyebilirsiniz, ancak sonuçta hepimiz işimizi yapmaya çalışıyoruz ve karşımızdakinin de insan olduğunu unutmamalıyız. Tedarikçilerle içten bir şekilde, ürün, hizmet ya da şirketlerini kötülemeden beklentilerimizi net olarak paylaşmanın daha etik olduğunu söylemeliyiz.

 

Performans Odağı

Performansla etiğin ne ilgisi var diyebilirsiniz. Ancak şunu unutmamak gerek, her profesyonel gibi, işimizden keyif almak hedefimiz olsa da, yaptığımız işi şirketimize değer katmak için yapıyoruz, ve işin doğası gereği satınalmacıların bunun dışına çıkmaları biraz daha kolay oluyor.

İşin doğasından kastımız paraya değil insanlara sürekli olarak yakın olmak. Satınalma çalışanları hem iç müşterilerle, hem tedarikçilerle sürekli müzakere halinde oluyorlar. Elbette en başarılı görülen satınalmacılar ikisini de iyi yapanlar olduğundan, bir süre sonra kazanmak ve haklı olmak satınalmacıların kendilerini iyi hissetmenin tek yoluna dönüşebiliyor. Şirket için en iyi sonuçları elde etmeyi engelleyen durumun hangi davranış şekilleriyle yansıtılabileceğine bir göz atalım ;

 

Önerilere açık olmak

Satınalma çalışanlarının hem tedarikçilerden, hem iç müşterilerden gelen önerilere daha açık olmayı öğrenmeye çalışmaları gerekiyor. Doğrusunu yapmaya çalışan tek kişinin kendisi olduğunu iddia etmek aslında karşı tarafı suçlamak oluyor ki, bunun etik olduğunu söyleyemeyiz.

 

Kişiselleştirmemek

Özellikle pazarlık görüşmelerinde sık sık kendisini yenilmiş hisseden satınalmacıların kırıcı ve ısrarcı olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Masadan elde edeceğimiz tek kazancın şirket sonuçlarına yansıma olabileceğini, o masada kendimizi tatmin ya da ispat etmek için oturmadığımızı unutmamalıyız.

 

Yenilikçi olmak

Hem yukarıda belirttiğimiz nedenlerden dolayı en iyi olduğunu düşünmek, hem de satınalmanın yorucu doğası zaman zaman satınalmacıların durağan bir döneme girmelerine neden olabiliyor. Bu durum kimi satınalmacıların süreç ve yöntemlerini sürekli geliştirerek yenilik ve mükemmeliyet peşinde koşmalarını ne yazık ki engelleyebiliyor. Oysa mükemmeliyetin ancak peşinde sürekli koşulacak, ve asla ulaşılamayacak bir nokta olduğunu unutmayalım. Rehavete kapılmak da beklentileri karşılamadığından etik olmayan davranışlar arasında sayılabilir.

 

#Satinalmaakademisi
#Aksava
#Satinalma
#satınalma
#satın alma 

Satınalma Yöneticilerinin Bakması Gereken 5 Rapor

Satınalma operasyonları, işinizin önemli bir parçasıdır. Rekabetçi dünyanın ayakta kalanı olabilmek için paranızı en iyi şekilde kullanmanız gerekir.

Paranızı iyi bir şekilde yönetmek ve daha verimli satınalma işlemleri gerçekleştirebilmeniz içinse düzenli olarak analiz gerçekleştirebilir ve çeşitli raporlamalar ile işinizin takibini yapabilirsiniz.

Satınalma analizi, satınalma departmanınızda neler olup bittiğini, satınalma stratejisini sürdürülüp sürdürülmediğini kontrol etmenizi sağlar. Aynı zamanda, stokların optimum seviyede tutulup tutulmadığını da gözlemleyebilirsiniz.

Tedarik süreciyle ilgili olaraksa, en iyi tedarikçinin seçilip seçilmediğini, fiyat ve şartların ne derece avantajlı olduğunu incelemenize olanak tanır. Şirketinizin büyüklüğüne aldırmaksızın maliyetlerin ve stokların analiz edilmesi ve takibinin gerçekleştirilmesi gerekir.

Karmaşıklaşan satınalma operasyonlarında; teslimat süreleri, büyük harcamalar ve artan tedarikçiler analizi zorlaştırır. Bu analizler için çeşitli raporlar veya raporlamalar işinize yaracaktır. Bu raporlar; Maliyet, Envanter, Tedarikçi, Teslim Süresi, Serbest Harcamalar raporlarıdır.

Maliyet Raporu

Maliyet raporlarında bakacağınız ilk şey, malları satınalmanın gerçek maliyetleri olacaktır. Teslimat, kullanım ve depolama için yapılan maliyetler de rapora dahil olan diğer unsurlardır.

Ödemeler konusunda farklı stratejiler gerçekleştirmeniz gereken tedarikçileriniz olabilir. Özellikle lojistik konusunda daha fazla iş gücüne ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. Bu tarz siparişlerde daha fazla para ödemeniz gerekmişse, gerçek maliyetleriniz ürün ve hizmetlerin maliyetinden daha fazla olacaktır.

Stokta fazla ürün var ise bunların depolama maliyetlerinin de rapora dahil edilmesi gerekir. Yapılan detaylı bir analiz ve raporlama, herhangi bir tedarikçiden yapacağınız tahmini toplam satınalma maliyetinizi belirleme konusunda size yardımcı olur.

 

Envanter Raporu

Kalemlerin depolanması gibi maliyetlerin yanı sıra, satılmaya ve üretilmeye hazır kalemlere sahip olma veya olmama durumuna ilişkin raporlamalardır.

Mevcut envanteriniz üzerinde doğru analizler gerçekleştirerek bunu raporlar üzerinden inceleyebilir ve gelecekte yapılacak satınalmalarda en uygun envanter seviyesine ulaşabilirsiniz. Boşta olan insanların ve makinelerin verilerini tutabilir ve "Just in Time" tekniği ile envanter yönetiminizi bu raporlamalar ile kolaylaştırabilirsiniz.

 

Tedarikçi Raporu

Çok fazla sayıda tedarikçiye sahipseniz, size kimlerin ürün tedarik ettiğini takip ve analiz edebileceğiniz raporlar işinize yarayacaktır. Birden fazla tedarikçiyi değerlendirebileceğiniz bu raporlarda, karşılaştırmalar yapabilir ve daha iyi şartlar/fiyatlar elde edebilirsiniz.

 

Serbest Harcamalar Raporu

Uygun olmayan veya genellikle satınaldığınızdan daha yüksek kalitede veya daha düşük kalitede ürünler sipariş edilebilir. Öte yandan, bir ürünün daha ucuz olması durumunda, başka bir tedarikçiden satınalma durumu da olabilir. Tüm satınalma talepleriniz ve geçici satınalımlarınız için hazırlanan bu raporlar, olması gerekenden daha pahalıya mal olabilecek bu harcamaları tanımlamaya yarar.

#Aksava
#Satinalma
#Satınalma
#Satın Alma